Detaya girmeden evvel, HSK’nın yapısına kısaca bakmak gerekiyor.
HSK’nın 13 üyesi var. Adalet Bakanı ve Adalet Bakan Yardımcısı’nın dışındaki 11 üyenin 7’si TBMM tarafından seçilecek. Bu 7 üyenin 3’ü Yargıtay, biri Danıştay ve 3’ü de avukatlar ile akademisyenlerden olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 4 aday seçecek. Adaylardan 3’ü ilk derece adli yargı, biri de ilk derece idari yargıdan.
Kamuoyuna yansıyan listeye bakıldığında 6 Danıştay üyesi, 8 akademisyen, 39 avukat ve 48 Yargıtay üyesi aday oldu. Avukat olarak başvuranlardan 5’i halen kamu avukatı.
Avukatlardan İhsan Tolga Duruoğlu Ankara 2 Nolu Baro genel sekreter. Tarkan Toper ise, MHP 2018 ve 2023 seçimlerinden Ankara’dan milletvekili adayıydı.
Yargıtay tarafında en çok aday 6 adayla 7. Ceza Dairesi’nden gerçekleşti. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nca “sürpriz” kadro değişikliğine gidilen 3. Ceza Dairesi ise, 5 adayla ikinci sırada yer aldı.
Yargıtay adayları arasında dikkat çeken isimler var. Eski HSK Genel Sekreterleri Bilgin Başaran ve Fuzuli Aydoğdu bu isimlerden ikisi. Eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak, eski Mersin Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan, Yargıtay kulislerinin önemli isimlerinden Ömer Faruk Aydıner aday olanlardan.
Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez’in geçen hafta 3. Ceza Dairesi’ne yaptığı operasyonla 9. Ceza Dairesi’ne gönderilen ve “yargıda yılın düğünü” haberleriyle gündeme gelen Şerafettin Saka da HSK üyeliği için TBMM’ye başvuru yaptı.
Ayrıca yine 3. Ceza Dairesi Üyesi Hakan Yüksel de TBMM’ye başvuru dilekçesini sundu.
Tartışılan isim aday oldu!
Listedeki büyük bombayı sona bıraktım.
Özellikle suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında adı sürekli gündeme gelen eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman da HSK üyesi olabilmek amacıyla başvuran isimler arasında yerini aldı.
Eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman ile eşi Ayça Dursun, nikâhtan sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçeceği adaylar arasında isimleri öne çıkanlar arasında Ankara İdare Mahkemesi Başkanı Bülent Küfüdür ile Beykoz Cumhuriyet Başsavcısı Barış Duman’ın adı öne çıkıyor.
HSK adaylığı listesi çerçevesinde bir parantez açayım.
Halen Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi olan eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, HSK üyeliği için başvuruda bulunmadı.
Oysa, yargı kulislerinde Yılmaz’ın Yargıtay üyeliğinden HSK Başkanvekili olarak görev alması yönünde bilgiler yakın zamana kadar seslendirildi.
Ancak beklendiği gibi olmadı. Yılmaz, adaylık başvurusu yapmadı.
Yine yargı kulislerine göre, Yılmaz “yukarıdan” beklediği destek sinyalini alamadı.
Yılmaz’ın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Adalet Bakan Yardımcısı olarak görevlendirileceği beklentisi vardı, ancak Yargıtay üyesi yapıldı.
Aynı zamanda 2025 yılı HSK seçimlerine gireceği Yargıtay kulislerine düştü yakın zamanda. Fakat Yılmaz’ın adaylık başvurusu yapmadığı anlaşıldı liste ortaya çıkınca. Adaylık 2029 seçimine kaldı şimdilik.
PolNet’in bakımı için ihale açıldı ancak iptal edildi!
Bu kapsamdaki konulardan bir diğeri de geçen martta İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan PolNet işlemlerinde yaşanan kriz.
Hatırlayacaksınız; 17 Mart günü akşam saatlerinde patlak veren PolNet arızası, gerek yurt dışı uçak seferleri gerekse yurt dışı bağlantılı iç hat uçuşlarının gecikmesine neden oldu.
Yolcular perişanlık yaşadı. Otomasyon sisteminin kullanım dışına çıkması, kuyrukların oluşmasına sebep oldu. Üstelik Ramazan günü iftar saatinde baş gösteren krizde yolculara oruç açmaları için su ve hurma dağıtıldı!
Havalimanı yönetimi ile Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, protesto edildi. Manuel sistemin devreye girmesiyle kriz aşıldı ancak yolcular saatler sonra havalimanından ayrılabildi.
Krizin büyümesi üzerine Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, sıkıntının PolNet kaynaklı olduğu konusunda resmi açıklama yapmak zorunda kaldı.
Topu Emniyet Genel Müdürlüğü’ne attı!
Bu arıza, elbette ilk değildi. Geçen kasımdaki Pol-Net arızasında da ülke genelindeki havalimanlarında yolculara sıkıntılı saatler yaşattı.
Yine mart başında yaşanan başka bir arızada Trakya’daki sınır kapılarından giriş-çıkış yapılamadı.
Bunlar kamuoyuna yansıyanlar. Bir de kısa süreli yaşanıp giderilen ve haber bültenleri ile sosyal medyaya düşmeyen PolNet arızaları var.
Peki, PolNet’te yaşanan sıkıntı/sıkıntıların kaynağı neydi?
Kısa süreli araştırmada ulaştığım bilgiler, PolNet arızalarına neden olan daha büyük bir arızanın varlığını ortaya çıkardı.
Bu arızanın adı; PolNet’in bakımını sağlayan ihalenin iptal edilmesi ve yenilenmemesi nedeniyle son bir yılda otomasyon sistemin sağlıklı bakımının yapılmaması!
Detaya girmeden önce küçük bilgi vereyim, teknik konuyu anlamayı sağlamak amacıyla.
PolNet, geniş kapasiteli ve işlem hacmi olan bir otoyol. Otoyolda bir göçük oluştu diyelim. Göçüğün kapatılıp otoyolun yeniden açılması yerine, otoyola bağlanan küçüklü büyüklü yan yollar var. Bu yan yollarda çukurlu maalesef. Yan yollar otoyolun işlerini kaldıramayınca hem kazalar yaşanıyor hem de trafik tıkanıyor.
PolNet’in tablosu bu.
Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Dairesi’nin sorumluluğundaki PolNet’in bakımı için 26 Aralık 2024’te ihale açıldı. İhale sonuçlandı, ancak bakım sırasında gereken koşulları sağlayacak kimi şartların sağlanamaması nedeniyle iptal edildi!
Yaşanan mart krizinin ardından Emniyet Genel Müdürlüğü 9 Nisan’da yeniden ihaleye çıktı. Bu ihaleye göre, PolNet’in 31 Aralık 2025 tarihine kadar bakımı gerçekleştirilecek. Tabii, ihale koşulları sağlanırsa!
Sonuç olarak, kurumsallık çerçevesinde bir süredir yönetimsel sorunlar yaşanan Emniyet Genel Müdürlüğü’nde bu ihale sürecinin ve yurttaşın çektiği sıkıntının herhangi bir sonucu ya da faturası çıkacak mı?
Hep birlikte göreceğiz.
Evinden 26 kilo altın çıkan emekli bürokrat!
Ülkenin bu kadar kalabalık gündemi arasında hafta başında ilginç bir soruşturma başlatıldı, Ankara’da.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ulaşan bir CİMER ihbarı sorasında harekete geçerek Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) eski İşletme Dairesi Başkanı Mehmet Cemil Acar’ın evinde arama yaptı.
Acar’ın evindeki kasada 26 kilogram külçe altın ile yüksek miktarda döviz ele geçirildi. Acar, “rüşvet ve yolsuzluk” iddiasıyla tutuklandı.
Soruşturma hakkında dikkat çekici bilgilere ulaştım.
- CİMER ihbarı o kadar detaylıydı ki; Acar’ın “evindeki yatak odasındaki dolabın arkasındaki gizli kasayı” işaret etti. Hatta kasanın markası bile vardı ihbarda. Polis, arama kararıyla eve gittiğinde kasayı eliyle koymuş gibi buldu!
- Avukat eşliğinde polis tutanak hazırlarken, Acar’ın eşi dubleks evin üst katından çarşafa sarılı bir eşyayı indirmek isterken polislere yakalandı. Avukat devreye girdi. Müdahale etti polislere. Söz konusu eşyaya el konulamayacağı, evin üst katıyla ilgili arama kararı olmadığı ortaya çıktı. Çünkü evin üst katı ayrı bir daire numarasına aitti. Ve savcılık sadece ihbarda geçen daireye arama kararı vermişti. Acar’ın eşi elinde ikinci kasayla bir araca binerek polislerin meraklı bakışları arasında evden uzaklaştı! İkinci kasada ne vardı, kimse bilmiyor.
- Acar, ifadesinde kasadan çıkan 26 kilogram altın ile yaklaşık 2 milyon dolarlık nakit parayı, tasarruflarından sağladığını öne sürdü. Hangi altını nereden aldığını polislere anlattı. Polisler, adı verilen kuyumcularda araştırma yaptı. Kuyumcular, gelen polislere, Acar’ı verdiği bilgileri doğrulayan ifadeler verdi!
Acar, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu tabloda birkaç soru akıllara geliyor haliyle.
- Acar, bu para ve altını neden evde tutuyor?
- Acar’ın söz konusu parayı suçtan elde ettiği nasıl ispatlanacak? İspatlanamadığı takdirde soruşturma yön değiştirecek mecburen.
- Ve asıl önemli soru: Kim bilir Acar benzeri daha ne emekli bürokratlar vardır ülkede?
Tolga Şardan kimdir?
Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.
Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü.
Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu.
Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı.
2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .
|
