TARİH
05 Temmuz 2025
Tartışmasız bir gerçek ki Türkiye her turist için pahalı bir ülke. Bebek’in popüler balık lokantasındaki sıradan bir yemek ile New York’taki üç Michelin yıldızlı balık restoranındaki “Şefin Menüsü”nün fiyatı neredeyse aynı... Turizm acentesi yöneticilerine göre Türkiye’deki fiyatlar Dubai ile yarışıyor. İspanya ve Yunanistan ise bize göre çok daha ucuz. Ama bu tuhaflığın kaynağı lokanta sahiplerinin açgözlülüğü değil, maliyetler unutulmamalı
Devamını OkuTARİH
28 Haziran 2025
50 yıl önce tarihin en yıkıcı iç savaşını yaşayan Vietnam, son 20 yılda 130 milyar dolarlık yüksek teknoloji ihracatı yaptı. 30 yıl önce ekonomisi çökmek üzere olan Çekya’nın 43 milyar, Polonya’nın ise 26 milyar dolarlık yüksek teknoloji ihracatı var. Biz ise bu alanda “2.5 milyar dolar” ile yerlerdeyiz. “Türkiye Yüzyılı” gibi sözler dinleyeni heyecanlandırıyor olabilir ama bunlar içi boş laflar. Yüzyılın dörtte biri geçmişken, kalan 75 yılda tabloyu tersine çevirebilmek mümkün görünmüyor
Devamını OkuTARİH
21 Haziran 2025
Marmaris’teki barlarda üstleri çıplak genç adamların yaptığı acayip dansları “hayasız hareket” sınıfına sokup cezalandırmaya kalkmak hayli abartılı bir “vesayetçi” zihniyet. Bu çocukları Türkiye’nin dört bir yanından Marmaris’e sürükleyen şey alemlere akma hevesi değil. Zaten gelecekten hiçbir beklentileri yok, sadece bir kaçış anı yaşıyorlar...
Devamını OkuTARİH
14 Haziran 2025
Otoyollara adım başı dizilen hız tespit cihazları, bayramın en çok konuşulan konularındandı. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre “aşırı hız”, ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarının sebepleri arasında 12’nci sırada yer alıyor...
Devamını OkuTARİH
07 Haziran 2025
Ellerinde silahlarla kötüleri cehenneme yollayan ve başlarına hiçbir iş gelmeyen film kahramanlarına özenebilirsiniz, ayıp değil. Bu özentinin en önde gelen belirtisi ise bazı filmlerdeki replikleri tekrarlamaktır. Benim favorim Russell Crowe’un başlıktaki cümlesi...
Devamını OkuTARİH
31 Mayıs 2025
Mesleğimin bir gereği olarak haber akışını arada bir kontrol etmem anlaşılabilir bir şey. Önemli bir haberi kaçırma endişesi parmaklarımın ucuna emir veriyor: Kaydır bakalım ne var? Ama öbürlerini izah edemiyorum. Hele de o saçma sapan videoları...
Devamını OkuTARİH
24 Mayıs 2025
Türkiye’de gelir dağılımı o kadar adaletsiz ki ülkenin yarısının bir eli yağda bir eli balda, diğer yarısı kuru ekmeğe muhtaç. Ama iyi lokantalara gidebilecek durumda olanlar bile kişi başı harcamaların yüksekliğinden şikayetçi. Geçen ay Kos Adası’nda sırf meraktan girdiğim kasapta 1 kilo bonfile, bizim paramızla 450 liraya satılıyordu. Bizde ise kasap fiyatı 1500 lira. Maliyet böyleyken, 150 gramlık 1 porsiyon bonfileyi restoranda kaça verebilirsiniz?
Devamını OkuTARİH
17 Mayıs 2025
Cuma hutbesindeki “Kadın-erkek arkadaşlığı kişileri zina batağına çekmektedir” cümlesinden anlıyoruz ki, Diyanet flörte karşı. Elbette Diyanet’in “Gençler, hayat kısa, tadını çıkarın” demesini beklemiyorum ama bunu okuyunca “Diyanet’e Freudçu bir bakış mı hâkim olmuş” diye aklımdan geçirmedim de değil...
Devamını OkuTARİH
10 Mayıs 2025
Amerika’da üniversiteler ile Trump arasındaki çatışmayı, dünyanın geri kalanı büyük bir fırsat olarak görüyor. Çünkü değerli bilim insanlarını kendi ülkelerine çekerek bir sıçrama yaratma imkanları var. 1930’lardan tanıdığımız bu pencere bize de açık olsa da, Atatürk gibi vizyoner bir yöneticimiz olmadığı için bu kez uzaktan izlemekle yetineceğiz...
Devamını OkuTARİH
03 Mayıs 2025
Macar yazar Peter Esterhazy’nin 97 değişik kadını anlattığı romanında, aslında bir kadının 97 değişik yönünü anlattığını elbette biliyoruz. Bu hafta “vatan hizmeti” olsun diye kitaptaki 12 öykünün giriş cümlelerini bir araya getiriyorum...
Devamını OkuTARİH
26 Nisan 2025
Bugün sokaklarda genç kızların bile ağzından rahatça çıkabilen kelimeleri çocukken hiç duymazdım. Şimdi stat dolusu insan bir ağızdan küfredebiliyor, komedyenler bile izleyiciyi güldürmek istiyorsa artık küfretmek zorunda. Siyaset sahnesinde de durum farklı değil...
Devamını OkuTARİH
19 Nisan 2025
Modernitenin doğuşuna kadar ana fikir insanların içlerinde iyilik duygusu ile doğup yaşadıklarıydı. İyilik, insan doğasının bir parçası kabul ediliyordu. Ne zaman ki “bireycilik” toplumların “yükselen değeri” haline gelmeye başladı, o günden beri de “iyilik” kuşku ile yaklaşılan bir şeye dönüştü
Devamını OkuDaha Fazla