06 Mayıs 2025

Erdoğan usulü politika

Erdoğan’ın acayip siyaset yapma modeli: İşler rast giderse ben yaptım, gitmezse muhalefetin yüzünden. Sorumlusu olduğun işler için bile başkasını suçla!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğankentsel dönüşümün ülkemiz için hayat memat meselesi” olduğunu söyledi.

“Artık kimsenin kaprisleri ile vakit kaybedemeyiz” dedi.

Erdoğan’ın politika yapma yöntemi bu: Sorumlusu olduğun işler için bile başkasını suçla!

Kendisi 2002 yılından beri ülkeyi tek başına, kimseye de hesap vermeden yönetiyor.

Marmara’da, İstanbul’un özellikle Avrupa ve Anadolu yakasının sahil kesimlerini etkileyecek bir depremin eli kulağında olduğu, Körfez depreminden beri konuşuluyor.

Bu süre boyunca da tek başına iktidardaydı.

AKP’nin iktidarda olduğu 23 yılın bu açıdan “boşa harcanmış” olmasının nedeni, Erdoğan’ın sözlerinden anladığımız kadarıyla “ideolojik düşüncelerini önceleyenlerin kaprisleri!”

“İdeolojik düşüncelerini önceleyen kaprisçiler” de doğal olarak muhalefet oluyor.

Erdoğan’ın yapmak isteyip de yapamadığı iki şey var bildiğim kadarıyla.

Biri Gezi Parkı’na alışveriş merkezi yapmak istiyordu, halk izin vermedi.

İkincisi Kanal İstanbul diye büyük bir rant projesi hayal etmişti, ancak ülkenin ekonomik durumu nedeniyle onu da yapabilecek durumda değil.

Bunun dışında ne istediyse yaptı, TBMM’deki çoğunluğunu kaybettiğinde de Devlet Bahçeli’nin milletvekilleri kendisine kayıtsız şartsız destek oldular.

23 Nisan’daki depremin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da Erdoğan gibi konuşmuş, İstanbul için vaktin daraldığını söyleyip, “muhalefeti” seferberliğe davet etmişti.

Kurum’a göre “bu işte siyasete yer yok”tu ama AFAD’daki toplantıya İstanbul’daki CHP’li belediyelerin başkanlarını çağırma gereği de duymamıştı.

Acayip bir siyaset yapma modeli bu: İşler rast giderse ben yaptım, gitmezse muhalefetin yüzünden!

* * *

Algıyı yönetmek, gerçeği değiştirmiyor

Birçok konuda olduğu gibi işsizlik konusunda da Erdoğan rejimi için önemli olan “algıyı yönetmek!" Yıllardır iş arayan veya sosyal yardımlarla ayakta kalmaya çabalayan insanları “durumun iyi olduğuna” ikna edebilmek mümkün mü?
TÜİK verilerine göre Türkiye’de çalışabilir durumda olan 66 milyon 245 bin kişiden 32 milyon 597 bininin bir işi var

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamasına göre Türkiye, son 12 yılın en düşük işsizlik oranına ulaştı.

23 yıldır iktidarda olan partinin bakanı neden “son 12 yılı” dikkate aldığını bilmiyorum. Bununla ilgili bir şey söylemedi.

TÜİK’in en son açıkladığı istihdam verileri mart ayına ait.

Rakamlara bakarsanız işsizlik oranı bir önceki aya göre gerilemiş, yüzde 8,2’den yüzde 7,9’a gelmiş.

Tek başına bakıldığında sevindirici bir rakam tabii.

Ama o da ne: Geniş tanımlı işsizlik oranı artmış; yüzde 28,5’ten, yüzde 28,8’e çıkmış.

TÜİK verilerine göre Türkiye’de çalışabilir nüfusun yüzde 49,2’sinin bir işi var.

66 milyon 245 bin kişi çalışabilir durumda.

Ancak bunların sadece 32 milyon 597 bininin bir işi var.

TÜİK’in “işsiz saydığı” insanlarımızın sayısı ise 2 milyon 807 bin kişi.

İlkokul 1. Sınıftaki aritmetik dersinde bile kolayca çözülecek bir problem bu.

Geride ne oldukları ne yaptıkları meçhul 30 milyon 841 bin kişi kalıyor.

TÜİK ve dolayısıyla Bakan Işıkhan bu 30 milyon 841 bin kişiyi işsiz saymıyor.

Bu kişiler piyangodan para kazandı, mirasa kondu, gömü buldu, biraz da tembellik yapayım dediler de ondan mı çalışmıyorlar?

Hayır, öyle bir şey yok.

Bu kişilerin önemli bölümü iş bulmaktan ümidi kesmiş ya da iş aramaktan vazgeçmiş insanlar.

Emekliler, ev kadınları ve öğrenciler de bu grupta yer alıyorlar.

Yani aslında Bakan’ın verdiği müjdenin çok da sevinilecek bir yönü yok.

Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Erdoğan rejimi için önemli olan “algıyı yönetmek!"

Sahip oldukları büyük propaganda makinesiyle milleti işsizliğin azaldığına ikna etmeye çalışıyorlar ama Fahrettin Bey ağzıyla kuş tutsa çıplak gerçeği örtebilir mi?

Yıllardır iş arayan, iş bulamadığı için iş aramaktan da vazgeçip sosyal yardımlarla ayakta kalmaya çabalayan insanları “durumun iyi olduğuna” bu yöntemlerle ikna edebilmek mümkün mü?

OSZAR »

Mehmet Y. Yılmaz kimdir?

Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu

Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini bir süre yürüttü.

12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazetesi ve dergilerini yayınladı.

Askerlik görevi Kara Harp Okulu'nda yapıldıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe geri döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu.

1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınlandı.

Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğu yapıldı.

1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yıl sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda ise Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü.

2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğüne getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grubu'nun CEO'luğu görevini üstlendi.

2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi kitap olarak yayınlandı. 

"Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ve futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor.

 

 

OSZAR »
\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n
\n

Mehmet Y. Yılmaz kimdir?

\n

Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu

\n

Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini bir süre yürüttü.

\n

12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazetesi ve dergilerini yayınladı.

\n

Askerlik görevi Kara Harp Okulu'nda yapıldıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe geri döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu.

\n

1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınlandı.

\n

Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğu yapıldı.

\n

1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yıl sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda ise Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü.

\n

2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğüne getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grubu'nun CEO'luğu görevini üstlendi.

\n

2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

\n

Gazete köşe yazılarından derlenen \"Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı\", \"Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma\", \"Aşktan Sonra Hayat Var Mı\", \"Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür\" isimli kitapları yayımlandı. \"Aşk Herşeyi Affeder mi\" isimli uzun hikâyesi kitap olarak yayınlandı. 

\n

\"Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci\" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ve futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor.

\n
\n

 

\n

 

\n
OSZAR »
\n","articleSection":"Yazı","publisher":{"@type":"Organization","name":"T24","logo":{"@type":"ImageObject","url":"https://t24.com.tr/logo.png"},"sameAs":["https://www.facebook.com/T24comtr","https://www.instagram.com/t24comtr","https://twitter.com/t24comtr"],"url":"https://t24.com.tr","contactPoint":[{"@type":"ContactPoint","contactType":"customer service","email":"[email protected]","areaServed":"TR","url":"https://t24.com.tr"}]},"datePublished":"2025-05-06T00:00:00+03:00","url":"https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-y-yilmaz/erdogan-usulu-politika,49785","mainEntityOfPage":"https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-y-yilmaz/erdogan-usulu-politika,49785"}]

Yazarın Diğer Yazıları

Terör bitecek ama demokrasi beklemeyin

PKK’nın silah bırakmasının, Erdoğan ve ortağı tarafından bir zafer olarak sunulacağına ve bunun karşılığının oy olarak bekleneceğine kuşku yok. Ancak bundan yola çıkılarak Türkiye’nin de demokratikleşeceğini beklemiyorum

Bu kadar “tesadüf”, tesadüfen olmaz

Selçuk Tengioğlu, ifadesinde kimseden talimat almadığını, "duygusal bir yapı içerisinde" kendini kaybederek Özgür Özel'e tokat attığını söylüyor. Erdoğan da saldırıyı "siyaseti şiddet zeminine çekmek isteyenler inşallah bu yaşananlardan ders çıkarır” ifadeleriyle kınadı. “Miting filan yaparsan yumruğu yersin, akıllanmazsan telef olursun” demek mi istiyor?

Ankara’daki vesayet odağı “rahatsız!”

Erdoğan rejiminin yarı resmi yayın organı sayılabilecek gazetenin yazdığına göre “devlet içindeki aktörler ya da devlete tesir edebilen unsurlar” muhalefetin izlediği siyasetten “kaygılı” imiş. Bu siyaset tarzı, vesayet odağının “karşı tepkisini doğuracak ortamı bile hazırlıyor”muş. Hayırdır inşallah!

"
"
OSZAR »