22 Haziran 2025 15:51
Güncelleme: 22 Haziran 2025 21:29
T24 Haber Merkezi
YouTube kanalındaki konuşması gerekçe gösterilerek, "Cumhurbaşkanı'na tehdit" iddiasıyla gözaltına alınan gazeteci Fatih Altaylı, savcılıkta ifade verdikten sonra sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğince tutuklandı. Tutuklama kararını İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında tutuklama kararı veren Sulh Ceza Hakimliği'nin verdiği öğrenildi. Altaylı, karardan sonra Silivri 9 Nolu Cezaevi'ne gönderildi.
Altaylı'nın avukatı Ömer Teker, "Daha bize bildirim yapılmadan internete sevk maddeleri düşüyor. Daha biz göremiyoruz. Diyebileceğimiz bir şey yok. Hukukun bittiğini bir daha gördük. Aslan gibi de yatar çıkar Fatih Bey" ifadeleriyle tepki gösterdi.
Yazar ve Senarist Hande Altaylı ise eşinin tutuklanmasına ilişkin olarak, "Bugünler de geçecek. Daha kötü şeyler var hayatta. Zalimlerden olmak var mesela. Biz onlardan değiliz" ifadelerini kullandı. Daha sonra Instagram hesabından paylaşım yapan Hande Altaylı, “Bazen hapse girenlerden olmak, hapse atanlardan olmaktan bin kat iyidir. Çok şükür!” diye yazdı.
Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube kanalındaki konuşması gerekçe gösterilerek, ''Cumhurbaşkanı'na tehdit'' iddiasıyla dün gözaltına alındı. Altaylı’nın, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın “Altaylıııı! Suyun ısınmaya başladı” paylaşımının ardından gözaltına alınması dikkati çekti.
Başsavcılık, Altaylı hakkında başlattığı soruşturmada, Cumhurbaşkanı'na suikast ve fiili saldırı maddesine işaret etti. Altaylı emniyet sorgusunda, söz konusu yayın ve cümlelerin kendisine ait olduğunu ancak Cumhurbaşkanı'nı tehdit ve hakaret maksadı olmadığını ifade etti.
Bugün adliyeye sevk edilen gazeteci Altaylı, savcılıkta verdiği ifadesinde de sözlerinin çarpıtılarak servis edildiğini söyledi. Konuşmasında tarihsel bilgi verdiğini, aynı bilgileri geçmiş dönemlerde Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu gibi isimlerin de gündeme getirdiğine işaret eden Altaylı, “Burada kesinlikle Cumhurbaşkanına tehdit veya tehdit algısı çıkarılacak beyanım yoktur. Herhangi bir ima dahi yoktur” dedi.
Savcılığın tutuklama talebiyle hakimliğe gönderdiği sevk yazısında "tehdit suçunun fiili saldırı kavramına dahil olduğu, bu haliyle şüphelinin eyleminin TCK 310/2 maddesi delaleti ile TCK 106/1 maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğu" belirtildi. Söz konusu yayına işaret edilen sevk yazısında, "suçun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı" gerekçesiyle Altaylı'nın yasadaki üst cezadan tutuklanması talep edildi.
Altaylı'nın sevk edildiği 10. Sulh Ceza Hâkimliği ise "Cumhurbaşkanı'na tehdit" iddiasıyla tutuklama kararı verdi. Altaylı, Silivri Cezaevi'ne sevk edildi.
Fatih Altaylı'nın tutuklanmasının ardından açıklama yapan avukatı Ömer Teker, kendilerine bildirim yapılmadan sevk maddelerinin internete verildiğini ifade etti. Teker, "Daha biz sevk edilmeden, bize bildirim yapılmadan internete sevk maddeleri düşüyor. Diyecek hiçbir şey yok. Hukukun bittiğini görüyoruz. Aslan gibi de yatar çıkar Fatih Bey" dedi.
Altaylı'nın eşi Hande Altaylı, "Bugünler de geçecek. Daha kötü şeyler var hayatta. Zalimlerden olmak var mesela. Biz onlardan değiliz. Trolistan diyoruz başka bir şey demiyoruz" ifadeleriyle tutuklanmaya tepki gösterdi.
Daha sonra Instagram hesabından paylaşım yapan Hande Altaylı, “Bazen hapse girenlerden olmak, hapse atanlardan olmaktan bin kat iyidir. Çok şükür!” diye yazdı.
Şimdi ne olacak?Tutuklanmasına karar verilen gazeteci Fatih Altaylı’nın bu karara itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı da ilgili hakimlik karara bağlıyor. İtiraz sonuç vermezse Altaylı’nın cezaevinde kaldığı her ay yeniden başvuru hakkı bulunuyor. Bunlardan da sonuç çıkmazsa Altaylı, iddianame hazırlanana kadar cezaevinde kalacak. Savcılık, iddianameyi hazırladığında görevli mahkeme tutukluluk durumunu yeniden değerlendirecek. Burada da tahliye kararı verilmezse bu kez duruşma tarihi beklenecek. Altaylı, duruşmalarda ve tutukluluk incelemelerinde tahliye kararı verilene karar özgürlüğünden mahrum olacak. Bu süre içerisinde Altaylı, izlenme rekorları kıran YouTube yayınlarını da yapamayacak. |
Fatih Altaylı, savcılık ifadesinin ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Savcılığın sevk yazısı şöyle:
"Şüpheli şahsın "@fatihaltayli" isimli-rumuzlu youtube hesabının sahibi ve kullanıcısı olduğu, 20/06/2025 tarihli "Fatih Altaylı Yorumluyor: Bunlar denenmişti" başlıklı videosunun 26:53 dakika ile 29:42 dakikaları arasında "uzak geçmişine bak abi, bu millet padişahını boğmuş bir millettir, hoşuna gitmediği zaman, istemediği zaman padişahını yuhlamış bir millettir. Az uz değildir öldürülen, suikaste kurban giden, Osmanlı Padişahı komploya kurban giden veya boğazlanan veya intihar etti süsü verilen, şimdi o yüzden öyle baktığın zaman bu halk her şeyden vazgeçebilir ya da vazgeçmiş gibi görünür..." şeklinde beyanlarda bulunduğu, şüphelinin sözde eyleminin TCK'nın 310/2 maddesi delaleti ile TCK 106/1 maddesinde düzenlenen Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tehdit suçunu oluşturduğu, ilgili yasal düzenlemenin gerekçe kısmı incelendiğinde, mevcut düzenleme ile Cumhurbaşkanına karşı suikastte bulunulmasının, kasten öldürme suçuna nazaran özel bir suç olarak tanımlandığı ve açıkça belirtildiği, bununla birlikte Cumhurbaşkanlığı veya devlet başkanlığı gibi devletin en yüksek makamını temsil eden zatın "öldürülmesi" gibi bir sözcüğe kanunda yer vermemek için bu hususta öteden beri kullanılmasına alışılmış olan, suikast sözcüğünün tercih edildiği, aynı gerekçe metnin devamında yer alan TCK'nın 310/2 maddesinin gerekçesinin ise; Cumhurbaşkanın şahsına karşı diğer bütün fiili saldırılar, yani hakaret dışında kalan tüm hareketler fiili saldırı olarak anlaşılmalıdır ve bu kapsamda cezalandırılmaktadır şeklinde yasa gerekçe düzenlemesinin mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere; 5237 sayılı TCK'nın 310/2 nci maddesinde "Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırılarda bulunan kimse hakkında, ilgili suça ilişkin ceza yarı oranında artırılarak hükmolunur." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. "Fiili saldırıda bulunmak" terimi, "hürriyetini ihlale kalkışmak" teriminden farklıdır. Bu nedenle "hürriyetini ihlale kalkışmak" suçu, "kalkışma suçu" olarak nitelendirilen, teşebbüsü tamamlanan suç olarak cezalandırılan, müeyyidesi muayyen bir suçken, ikinci fikra hükmünde öngörülen suç, birinci fıkradan öngörülen suçtan da farklı olarak, bu nitelikte bir suç değildir. Kısacası, söz konusu hüküm, doktrinde, tamamlayıcı bir hüküm olmadığı, kanuni bir şiddet sebebi olduğu söylenmekle birlikte, hükmü gönderme tekniği ile oluşturulmuş bağımsız bir suçtur. Gerçekten, Kanun, Cumhurbaşkanına diğer fiili saldırılar derken, suçu, bir yandan suikasttan, yani kasten öldürme suçundan ayırmakta, öte yandan "ilgili suç" ifadesini kullanarak, belirsiz bir usulle, diğer suçlara göndermede bulunmaktadır. Gönderme, TCK 299. maddede özel olarak Cumhurbaşkanına hakaret düzenlediğinden, doğal olarak, hakaret ve sövme suçları dışında kalan, Cumhurbaşkanının şahsına saldırı oluşturan, kişilere karşı kasıtlı diğer suçlardır. Doktrinde, kasıtlı yaralama dâhil, şahsi hürriyetten, haberleşme hürriyetine, kişi hürriyetinden yoksun bırakmadan, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan konut dokunulmazlığına kadar suçların, hatta tehdit suçunun fiili saldırı kavramına dâhil olduğu ifade edilmektedir. Böyle olunca, gönderme kapsamında olan her suç, takip usulü hariç, kendi kimliğini korur ve kendi kuralına tabi olur. Suçun teşebbüs aşamasında kalmasına veya tamamlanmış olmasına göre, Kanunda o suç için öngörülen ceza, TCK 61. Madde hükmü esas olmak üzere belirlendikten sonra, elde edilen ceza, yarı oranında artırılır.
(Hafızoğulları,Zeki/Küçüktaşdemir, Özgür: Prof. Dr. Nevzat Toroslu'ya Armağan, Cilt I,Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara, 2015, s.572vd.)
Somut olayda; şüpheli şahsın kendisine ait ve kullanımında olan "@fatihaltayli" isimli/rumuzlu youtube hesabı üzerinden, platformda 20/06/2025 tarihinde yapmış olduğu "Fatih Altaylı Yorumluyor: Bunlar denenmişti" başlıklı videosunun 26:53 dakika ile 29:42 dakikaları arasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek; "uzak geçmişine bak abi, bu millet padişahını boğmuş bir millettir, hoşuna gitmediği zaman, istemediği zaman padişahını yuhlamış bir millettir. Az uz değildir öldürülen, suikaste kurban giden, Osmanlı Padişahı komploya kurban giden veya boğazlanan veya intihar etti süsü verilen, şimdi o yüzden öyle baktığın zaman bu halk her şeyden vazgeçebilir ya da vazgeçmiş gibi görünür..." şeklinde beyanlarda bulunduğu, şüphelinin dile getirdiği sözlerin yukarıda gerek kanun metni ve kanun gerekçeleri, gerekse doktrinsel açıklamalar ile açıklandığı üzere Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a karşı tehdit suçunu oluşturduğu ve tehdit suçunun da fiili saldırı kavramına dahil olduğu, bu haliyle şüphelinin eyleminin TCK 310/2 maddesi delaleti ile TCK 106/1 maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğu,
Şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu anlaşılmakla;
Şüphelinin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suça dair yasada yazılı cezanın üst haddi dikkate alınarak 5271 sayılı CMK'nın 100. vd. maddeleri uyarınca tutuklanmasına, karar verilmesi kamu adına talep olunur."
Fatih Altaylı'nın soruşturmaya gerekçe gösterilen konuşmasıAltaylı, YouTube kanalındaki programda, ''Cumhurbaşkanı ömür boyunca Cumhurbaşkanı olarak devam etsin mi diye halka sormuşlar. Halkın yüzde 70'i buna karşıymış. Siz bu oranı nasıl görüyorsunuz?'' sorusuna, şu yanıtı vermişti: ''Bu oran çok da beklediğim oran. Çünkü şu anda AKP seçmeninin önemli bir bölümü ve MHP seçmenin bir bölümü dışında hiç kimse böyle bir şeye onay vermez. Türk halkına çeşitli nedenlerle kızabilirsin, Türk halkının oy verme biçimine, oy kullanma alışkanlıklarına bir sürü nedenle kızabilirsin. Katılmayabilirsin de. Hatta çok sinirlenip bazılarının yaptığı gibi yok bidon kafalı yok göbeğini kaşıyan adam falan da diyebilirsin. Onlar o kişilerin kendi fikirleridir. Ama şunu diyemezsin. Abi Türk halkı sandığı sever kardeşim. Ve gücün kendisinde olmasını ister. Yani babasını seçse oraya koysa babasını değiştirme ihtimalini elinde tutmaktan hoşlanır. Bu da yeni bir şey değil yani. Geçmişine bak bu milletin yakın geçmişinden de söz etmiyorum uzak geçmişine bak. Bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Hoşuna gitmediği zaman istemediği zaman. Padişahını yuhlamış bir millettir. Az buz değildir öldürülen suikaste kurban giden Osmanlı Padişahı. Suikast demeyelim de komploya kurban giden veya boğazlanan veya intihar etti süsü verilmiş. O yüzden öyle baktığın zaman bu halk her şeyden vazgeçebilir ya da vazgeçmiş gibi görünür ama seçme hakkının elinden alınmasından ve kendi kaderini kimin belirleyeceğini belirleme hakkının elinden sonsuza kadar alınmasından hoşlanmaz. O yüzdendir ki burada hakiki bir diktatörlük kurma hayali olanlar asla kuramazlar. Tam kurduklarını zannederken bir de bakarlar ki kuramamışlar. Tam aksine bu onların da lehine olmaz ülkenin de lehine olmaz. Çok net görüyoruz işte. Bu ülkenin yüzde 70'i Tayyip Erdoğan'dan nefret ediyor anlamına gelmez bu. Ülkenin bir bölümü elbetteki Tayyip Erdoğan'dan hoşlanmıyor, bir bölümü nefret ediyor da olabilir ama yüzde 70'i Tayyip Erdoğan'dan nefret ediyor değildir. Ama yüzde 70'i bir dakika kardeşim, biz sana yetki verdik ama bunu hanedan haline gel, hayat boyu orada kal hatta sonunda da oğluna, damadına, yeğenine devret istemez bunu Türk halkı. Geçmişe baktığın zaman hiçbir zaman istemediğini görüyorsun. Türk halkının bir şeyi vardır. Bir dakika. Ben önemliyim. Ben seni sevdiğim için sen oradasın. Ben senden memnun olduğum için oradasın. Sen bana efelenemezsin. Türk halkının yüzde 70'i bu kanaattedir. O da onu gösteriyor zaten." |
© Tüm hakları saklıdır.