Gündem

"Barışın Yolunu Açmak" konferansı | Eski AİHM Yarıcı Türmen: CHP, bu sürece önderlik etmeli, sadece desteklemek ya da karşı çıkmak olmaz

22 Haziran 2025 12:13

Güncelleme: 22 Haziran 2025 16:36

T24 Haber Merkezi

Bülent Arınç ve Gülten Kışanak'ın da yer aldığı çok sayıda düşünce insanı ve siyasetçinin konuşmacı olarak katıldığı "Barışın Yolunu Açmak" konferansı İstanbul'da düzenlendi. Konferansın açılış konuşmasını yapan eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, çözüm sürecine ilişkin olarak ana muhalefet partisi CHP'ye çağrı yaparak; "Türkiye’de demokrasi mücadelesi vermek zorundayız. Bu mücadele mutlaka Kürt siyasal hareketini içine almalıdır. Demokrasi cephesi Kürt sorununa demokratik şekilde bir çözüm önerisi sunmalı. Bugün CHP, bu sürece önderlik etmeli, sadece desteklemek ya da karşı çıkmak olmaz. Çözüme ilişkin somut bir plan ortaya koymalı" dedi. 

DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel, sürece yönelik oluşturulması planlanan Meclis komisyonunun Temmuz ortasında çalışmalarına başlayabileceğini söyledi.

"Barış İçin Toplumsal Girişim" isimli insiyatifin önderliğinde hayata geçen konferansta, "Kürt sorununda çözümün neresindeyiz? Sürecin barış ve demokrasiye evrilebilmesi için hangi ortak politikalar üretilmeli? Barışı kazanmak için hangi acil adımlar atılmalı? Yapılması gereken hukuki ve idari düzenlemeler nelerdir?" soruları irdelendi. 

Özel'den 'barış' mesajı: Konuşmak, istemek ve inşa etmek hepimizin ortak sorumluluğu

DEM Parti'den Orta Doğu'daki savaşlar ve çözüm süreci mesajı: Barışın inşası muhalefeti dışlamadan ve adaletsizlikleri çoğaltmadan ortak aklı büyütmekle mümkün

Liderlerden mesajlar 

CHP lideri Özgür Özel, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları konferansa yazılı mesaj gönderdi. 

İmamoğlu, Silivri'deki hücresinden seslendi 

İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da konferansa Silivri'deki hücresinden mesaj gönderdi. 

İmamoğlu: Orta Doğu’da yaşananlar bekamızı tehdit edebilecek düzeyde, toplumun ortak gelecek hedefinde buluşması bugün daha elzem

"Barış sürecinin başarılı olması için halk sürecin öznesi haline getirilmeli"

Konferansın açılış konuşmasını eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen yaptı.

Ülkede hukukun ortadan kaldırıldığını belirten Türmen, şunları söyledi:

“Bütün bunlar olurken, bir başka tarafla ‘Terörsüz Türkiye’ yürütülüyor. Öcalan’ın çağrısı, silahların bırakılması, Bahçeli’nin çağrısı umut veriyor. Ancak bunlar birbirinden bağımsız görülemez. Bir tarafta barış süreci var, diğer tarafta barıştan uzaklaşmak var. Bir tarafta barış var, diğer tarafta baskıcı bir rejim var. Bu böyle olmaz. Bunlar kompakt şeyler. Bu süreçleri birleştirmek lazım. Demokratikleşme süreci ancak böyle olur. İktidarda olan Ak Parti azınlık iktidarına dönüştü. Böyle olunca iktidarda baskı yolluyla kalmaya çalışıyor. Öbür taraftan tabanını genişletmek için Kürt oylarına göz kırpıyor. Bu çelişkili süreç tamamen anlamsız değil. Yine DEM Parti ve CHP’nin arasını bozmaya çalışıyor. Bir kapı aralanmıştır. Silahların bırakılmasına; Kürt sorununa sadece güvenlik değil, sosyal siyasal çözüm perspektifinden bakılmalıdır. Bu sorun demokratikleşmeyle birleşmeli. Burada önemli olan faktör barışın toplumsallaşması. Çünkü barış sadece silahların bırakılması değildir, barış silahları ortaya çıkan sebeplerin yok edilmesiyle olur. Barış sürecinin başarılı olması için halk sürecin öznesi haline getirilmelidir. Savaşın nedenleri kalkmazsa yeniden savaş çıkar. Sürecin toplumsallaşması önündeki en büyük engel iktidarın baskıcı adımları oluyor. O yüzden bir taraftan şiddete son verirken, diğer taraftan şiddete başvurursanız inandırıcı olamazsınız.

"Ortak çözüm dili bulmalıyız"

Burada silahların susması, Meclis’te komisyon kurulması önemli. Fakat tüm siyasetten ana unsur ‘güvenlikçi’ yapının aşılması için yeterli mi? Önümüzdeki en büyük mesele bu. Çünkü kurumsallaşmış ‘güvenlik yapısının’ önüne geçmediğimiz sürece, soruna eşit yurttaşlık şeklinde bakmadığımız sürece yapılan tüm girişimler başarısız olur. Bu da büyük bir zihniyet değişimi demek. Burada bizim gibi sivil toplum örgütlerine büyük iş düşüyor. Kürt sorunu Kürtlerden ibaret değildir. Ülkedeki tüm yurttaşların, devletin demokratikleşmesi, çok kimlikli bir toplumsal yaşamın kurallarını belirlenmesiyle ancak çözülür Kürt sorunu. Çoğulcu demokrasiyle Kürt sorunu çözülür. Bu nedenle sorun; sadece Kürtler ve devlet arasında bir sorun değil, tüm ülkeyi ilgilendiren bir sorun. Dolayısıyla çözüm ortak yaşam iradesiyle ortaya çıkar. Bunun için ortak bir çözüm dili bulmalıyız.

"CHP sürece önderlik etmeli"

Meclis’te komisyon kurulması farklı kesimlerin dahil olmasını sağlayacak. Komisyon kurulması yine Kürt sorununa sadece ‘güvenlikçi’ bir yaklaşımla bakılmamış olmasını sağlayacak. Komisyon, partilerin çoğunluğuna göre belli olacak gibi duruyor. Ancak her parti eşit olarak üye sayısı vermelidir. Komisyonda salt çoğunlukla karar alınacak ancak sadece iktidarın kararları geçmiş olacak burada. Burada nicelik değil, niteliğe bakılmalı. Yine sivil toplum bu çalışmaların içerisinde olmalıdır. Türkiye’de demokrasi mücadelesi vermek zorundayız. Bu mücadele mutlaka Kürt siyasal hareketini içine almalıdır. Demokrasi cephesi Kürt sorununa demokratik şekilde bir çözüm önerisi sunmalı. Bugün CHP, bu sürece önderlik etmeli, sadece desteklemek ya da karşı çıkmak olmaz. Çözüme ilişkin somut bir plan ortaya koymalı.”

CHP'den şeffaflık çağrısı 

CHP PM Üyesi Emine Uçak Erdoğan, konuşmasında barış ve demokrasi süreçlerinin birlikte yürütülmesi gerektiğini belirtti. Uçak Erdoğan, toplum tarafından sürece karşı durulmadığını söyleyerek şu konuşmayı yaptı:

“Barış adına bu zamana dek söylenmemiş bir cümle kalmadı diye düşünüyorum. Toplumun büyük kesimi bu süreci destekliyor ama daha sıkı sarılmak için bu salondakilerin dahi zihninde tam oturmamış bir hal var. Vatandaşa ‘bilmeniz gereken zamanda getirip önünüze koyarız’ dememek gerekir. Bu nedenle şeffaflık konusu önemli. Toplumun büyük kesimi de kurumlara, partilere güvenemiyor. Kürt meselesinde yerel demokrasiyi konuşabilmemiz lazım ancak iktidar, bütün yerel hakları tırpanlıyor.”

"Hak gasplarının sürdüğü bir süreçteyiz"

Yazar Erdoğan Aydın, konuşmasına mevcut sürecin, önceki girişimlerden farklı olduğunu belirterek başladı. “Hak gasplarının sürdüğü bir süreçteyiz” diyen Aydın, şunları söyledi:

“Kürt illerindeki kayyım politikasının heryere yayıldığına şahit oluyoruz. Ciddi bir problem alanıyla karşı karşıyayız ama çözmek zorundayız. Bu sefer sürecin başlama nedeni iktidarın kendi iç meselesi değil, bölgedeki dengelerin değişmesi sebebiyledir. Bu süreç 2015’teki gibi kolay tekmelenemeyecektir. Her şeyden önce Kürt hareketi Rojava’da devletleşmiş, hak teslimine doğru bir konjektür söz konusu. İktidar, Kürtlerin artık nefes alabileceği bir yerde duruyor. Türkiye’nin demokratikleşmesi Kürt sorununu çözümüyle mümkündür. Ancak CHP’yi destekleyen TV kanallarının hala Özgür Özel ve İmamoğlu’nu geriye çektiği gerçeği var.

CHP tabanı ve medyasında Kürt sorununa karşı bir değişim görme hakkına sahip olduğumuzı düşünüyorum. Gerçek anlamda siyasi bir affın da çıkarılacağını düşünüyorum. Kucaklayıcı bir dil ve kapsayıcılığa bağlı bu süreç. Özellikle Kürt hareketinin laik, sosyalist niteliği de göz önüne alınırsa kısa zamanda sürecin pozitif bir hale dönüşebileceğini söyleyebilirim.”

Sürecin kadınlara kazanımı ne olur?

Barışa İhtiyacım Var Kadın Girişimi’nden Feride Eralp ise kadınlar açısından süreci değerlendirdi.

Kadınların kazanımlarına dönük saldırıları da demokratikleşme başlığı altında değerlendirmek gerektiğini söyleyen Eralp, “Bu senenin ‘Aile yılı’ seçilmesi tesadüf değil. Kadınların eşit yaşamak istemesi aileyi yıkıyormuş! Kadınlar olarak barış olsa da olmasa da mücadele devam edecektir. Kadınlar sürece dair üç temel başlangıç sundu. Bir; siyaset suç olmaktan çıksın. İki; hasta mahpuslar serbest bırakılsın. Kayyım politikaları geri çekilsin” diye belirtti.

"Bu sürecin esas hedeflerinden biri mücadeleyi bırakmak değil, yöntemini değiştirmek"

DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel de sürecin referansları üzerinde durdu. Kürt siyasi hareketinin, Ortadoğu’da gündem belirleyen bir pozisyona geldiğini söyleyen Temel, şunları dile getirdi:

“Sürecin genel karekteri, iktidarın isteği ile değil, zorunluluk sebebiyle girildi. Sayın Öcalan’ın ilk girişimi Meclis başkanı, CHP ve MHP başkanlarına oldu. Meseleyi sadece iktidar endeksli görmedi Öcalan. Kürtlerin büyük kısmı ‘bu süreçte devlet ne verecek?’ noktasında. Bu sürecin esas hedeflerinden biri mücadeleyi bırakmak değil, yöntemini değiştirmektir. Kürt siyasi hareketinin derdi, barış içerisinde demokrasiyi inşa etmenin çabasıdır.

"Görüşmelerin bir kısmının gizli yapılması kadar doğal bir durum yok"

Ne yapılırsa süreç doğru yürür? Birincisi, görüşmelerin bir kısmının gizli yapılması kadar doğal bir durum yoktur. Toplumu ilgilendiren kısımda ise Meclisin devreye girip rol alması gerekir. Örneğin şiddetin devreden çıkması tamamen yasal düzenlemelere dayanır. Bu da söz konusu komisyonun çalışması anlamına gelir. CHP’ye yönelik yapılanları da görüyoruz. Silahların devreden çıktığı bir dönemde milyonların yürümesi kadar normal olan bir şey yoktur. İktidarın, süreci araçsallaştırmasının önünde olacak sadece Kürt hareketi ve Öcalan değildir.”

Meclis komisyonu Temmuz ortasında çalışmalara başlayabilir

Tayyip Temel, konuşmasının sonunda, sürece yönelik oluşturulması planlanan Meclis komisyonunun Temmuz ortasında çalışmalarına başlayabileceğini söyledi.

OSZAR »
\n","articleSection":"Gündem","publisher":{"@type":"Organization","name":"T24","logo":{"@type":"ImageObject","url":"https://t24.com.tr/logo.png"},"sameAs":["https://www.facebook.com/T24comtr","https://www.instagram.com/t24comtr","https://twitter.com/t24comtr"],"url":"https://t24.com.tr","contactPoint":[{"@type":"ContactPoint","contactType":"customer service","email":"[email protected]","areaServed":"TR","url":"https://t24.com.tr"}]},"datePublished":"2025-06-22T12:13:00+03:00","genre":"News","mainEntityOfPage":"https://t24.com.tr/haber/barisin-yolunu-acmak-konferansi-kurt-sorununda-cozumun-neresindeyiz,1246030","author":{"@type":"Organization","name":"T24","logo":{"@type":"ImageObject","url":"https://t24.com.tr/logo.png"},"sameAs":["https://www.facebook.com/T24comtr","https://www.instagram.com/t24comtr","https://twitter.com/t24comtr"],"url":"https://t24.com.tr","contactPoint":[{"@type":"ContactPoint","contactType":"customer service","email":"[email protected]","areaServed":"TR","url":"https://t24.com.tr"}]},"url":"https://t24.com.tr/haber/barisin-yolunu-acmak-konferansi-kurt-sorununda-cozumun-neresindeyiz,1246030"}]
OSZAR »